5 Eylül 2016 Pazartesi

Kimmiş Bu Sibel?

Hihi,
Blog deneyimime ilk başladığımda kendimi tanıtmışım ama şuanki sayfamda yokmuş, Yeni fark ettim. 
Siz beni bir şekilde biliyorsunuz ya da bilmeden okuyorsunuz, Ama bir de ben kendimi nasıl görüyorum okumak ister misiniz?


Kimdir bu Sibel,
Ne yapar,
Ne düşünür,
Gayesi nedir gibi sorular geliyorsa aklınıza okumanız gereken kısım burası... 
 
   Kimim sorusuna cevap biraz zor.. Acayip ikilem doluyum anlatması güç ama anlaması kolay biriyim. Çok yer çok içerim o yüzden iyi bir sohbet arkadaşıyım. İlk bakanın ve gerçekten sahip olduğum özelliklerim saf ve leyla olmam. Leyla demişken ah be Leyla Erbil.. Neyse ben bu bakışları  melül, düşüncesi saf, tepkileri yavaş Leyla'dan bahsediyorum ama o masum kedinin altında yatanlar biraz ürkütücü çünkü ani parlama özelliğim, çirkefliğim, şüpheciliğim, bir de alaycılığımı eklersek ortaya hoş bir tablo çıkaramayız.. İyisi mi başka daha ekleyelim, şöyle ki bol gülerim, kahkaha severim ve gülmek için yer ararım çünkü mutlu olmayı severim. Yegane hedefim de mutlu etmektir sizleri, sadece annemi babamı, abimi sevdiceğimi değil, tanıdığım her insanı. Önce kendin diyorlar ya pek onu beceremeyenlerdenim, önce karşı taraf gelir bende. “ya şimdi ne düşünür, ne der, nasıl anlar, kızar mı, üzülür mü, yanlış mı oldu, acıdı mı ….” Uzar gider bu sorular benim hanemde. Mizaha bayılırım, -humor- dedikleri yok mudur işte o benim aşık olduğum yandır insanlarda bulunan. Sevdiğim insana aşık olma sebebimdir. Acıyı dindirebilme yeteneğimdir. Her şeyin üstüne insan türünü sevebilmemi sağlayan güzel özelliklerden biridir.  Aslında bir nevi sizler için yaratılmışım. Acayip yardımseverimdir, Allaaa gelin size çörekler börekler açayım, sokaktaki her insanı, her varlığı doyurayım, dokunmaya mı ihtiyacınız var kol kanat gereyim, sevgi sözcükleri yağdırayım, doyasıya sevgi dağıtırım ama işgüzarlık bu ya karşılık da beklerim. Yok öyle bedavadan sevgi bonusu. Üstüne de kızarım Alooo kime yaptık onca gösteriyi, ne yapmışsam sankim. Övmekten övünmekten hoşlanmam, haz etmem, hele kendini öveni hiç sevmem net hoş-lan-mam. Ben yaparım, ben ederim diyen, çok konuşan kısacası özgüven patlaması yaşayan ve duyurmaktan haz alan insanlara oldum olası irite olurum amma velakin onları da severim, sevgi sonsuzluğu garip bir şey... Kalbimde bir kese var yahu dur dur onları da buraya koy diye seslenen o keseyi dinlerim. İnsanların cahilliği, yeri gelir kendimin cahilliği bana hep "eğitim şart" dedirtmiştir ama çok daha kolay bir yolu var işte ben o yol aşığıyım.. "Tiyatro Şart". O sahne, o dekor, oyuncular apayrı bir dünya olur bana, sahne başlar beynimdeki kukla da başlar, aşkım başlar.. Her bir sanat dalı basit gelir onun yanında.. İnsanları eğitiyor ya, beyin fırtınası yaratıyor, empati kurdurtuyor, hem ütopyasını hem distopyasını yayıyor, her şeyi harmanlıyor ve hiç rahatsızlık vermeden içinize işliyor, neyse Tiyatro anlatılacak koca bir başlık.. Diğer büyük başlığım da Klasik Müzik! İkisini bir araya koyduğunuz anda beni benden almak deyiminin gerçekleştiği ortama şahitsiniz demektir. Doğum günüme bu tarz biletleri kondurun, kocaman bir sevgi bulutuna hazır olun.. Artı at binmek, daha öğrenemediğim ve askıya almak zorunda olduğum hayallerimin ihtiyacı.. Bu tarz hayallerimi de geçelim, tanıtım yazısı biyografik kitaba dönüşecek..  Sorgu en büyük kalemimdir benim.. Boyu uzun, yapısı geniş, içi dolu, ucu sivridir bayaa. En takık olduğum sorgu alanı kadın, kız, kızçe, hatun, kara fatma cinsiyetçiliğidir. Ben bu sölediklerinizin hepsine girerim aynı zamanda da hiç birine girmem. Nasıl düşündüğünüze bağlı.. Aslında bu siteyi oluşturmanın da yarı çaplı sebebidir feminizm. Cinsiyet nasıl ırk, millet ayrımcılığı yapılıyorsa sadece bizi ayırmak için ucu kızartılmış maşa görevinden ibaret bir kukladır.  Anlayacağınız amacınız sorgulamak, irdelemek, destek olmak, yardım almak hatta ve hatta karşı çıkmak ise buyrun yanıma..
    Mesleğim okul öncesi öğretmenliği... Giriş sebebim geleceğin çocuklarını bambaşka eğitime ulaştırmak, kendilerini, yaratıcılıklarını, farklı yanlarını ortaya çıkarabilmek diye dallanır budaklanır burası, çok anlatmayayım şimdlik...
   Çekirdek ailem tam bir çekirdektir, abim, annem, babam tatlı bir evceğzin içinde çok şükür problemsiz sıkıntısız geçinir gideriz. Hatta ben Allah'ım hayat bu kadar iyi geçebilir mi ne olur vurgunu ağır yapma, yavaş yavaş gelsin derim.. Bir de bu çekirdek ailemin artı biri vardır ki o da Fuat bey.. Aşk anlatması güç ve komik bir şey, bir de çok yüce bir şey  o yüzden kelimelerle ifade edebilmeye hazır hissetmiyorum, sadece bilesiniz o güzel adamı seviyorum. 
   Dilimin noktası yok böyle konuşur giderim, sevgimi, sorgumu, kendimi koyduğum sayfama, haneme sizleri de beklerim.. Hele de ihtiyacınız olur, derdiniz olur, mutluluğunuz olur paylaşasınız tutar;
sibelhaciog@gmail.com. Beklerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder