31 Temmuz 2016 Pazar

Kartpostal Şehri; Sorrento

Sorrento

Venedik diye heyecanlandırdım ama sıralamayı takip etmeye karar verdim.. Afroditler en sona..
Sorrento, gerçekten kartpostallarda görüp gerçekliğine inanamadığımız bir şehirmiş. İçindeyken de aynı hisleri yaşatıyor. Acaba şuan orda mıyım yoksa elimde bir resim var ve ona mı bakıyorum diye bir düşünmüyor değilsin.





Öncelikle Sorrento'ya gitmek için önce Napoli trenini sonra tekrar Sorrento tren araçlarını kullanman gerekiyor. Napoli'ye trenle üstelik kişi başı 9.80 € olan bir trenitalia aracılığıyla gittik. Aldığımız bilet Super Economy klasmanındaymış diye bizi en son vagona gönderdiler. İçinde kaçakçılar kalıyor filan sandım ve biraz tırstım ama uykusuzluk baş gösterince bir güzel uyuduk :) Kapısı, kapının perdesi kapanabilen 6 kişilik bir vagon odası :) Ben numaraları da yanlış almışım internetten ama tren boş olduğu için sorun çıkmadı. Bilet kontrolü trene binerken yapıldı ve bir daha hiç odaya gelinmedi. Yolculuk ort. 2.5 saat sürüyor.



Ve sonunda Napoli'nin tren istasyonuna çıktık ve hemen internet bulma çabasına girdik, dikkat internetin sadece ilk 15 dk. ücretsiz kalanına uygulama indir filan diyor :) Sonra dönüş yolculuğumuzu ertelemek istediğimiz için MegaBus yerini bulmaya çalıştık, insanlar İngilizce bilmiyorlar ama en azından bizim rastladıklarımız tarif edebilmek için bütün dillerde konuşmayı denediler :) Zorlu da olsa bulduk ve meğer tren istasyonunun dibiymiş :) İstasyonun tam anlamıyla yanında :) Tarihi de değiştiremeyeceğimizi öğrendik, 24 saat öncesinde yapmamız gerekiyormuş ama ben internette tam aksini okuduğuma eminim. Her neyse. O zaman Sorrentoya gidelim dönelim hayırlısı buymuş dedik. Taksici amcaya nasıl gidebiliriz diye sorduk ben götüreyim dedi :D 100 € ama rahat ve en kolay yolmuş :) Tren istasyonuna girdiğinizde sağ tarafa doğru ilerleyin zaten görüyorsunuz Circumvesuviana yazısını. Sadece 14 € verdik, gidiş ve dönüş 2 kişi için.3.5€ tek yön yani.


                                     Yolculuk bir saat sürdü ama bence güzeldi. Benim bu aralar çok sevdiğim şarkıyı açtı abiler :D En çok ben eğlene eğlene gitttim. :) İsterseniz siz de dinleyin ;) He bir de Sorrento hayaller şehri olsa da giden yollar yaştan :)


Dönüş için son treni sorduk ve 11.30 dedi biz de oo çok iyi deyip oradan ayrıldık. Çıkışta zaten Hop on- hop off'çular sizi bekliyor :) 8 € daha az yer ve daha az kaliteli bir yolculuk ya da büyük otobüs, daha çok yer ve keyfinizin daha iyi olacağı 12 € bir yolculuk mu denilince biz hemen 8'liğe koştuk :) Turizm döneminde geldiğimiz için yarım saatte otobüse binebilmek için sıra bekledik. Ama oturduk :)
Sıkış tokuş, çiş kokulu, gürültülü bir yolculuk olmasına rağmen gözümüzü de dışarıdan alamadık.
Eğer sen Sorrentonun keyfini çıkarmak istiyorsan;
Kural 1. Bizim gibi yapma 12 € al.
Kural 2:Otobüste Sorrento merkezden giderken kesinlikle sağ taraftaki koltuklarda otur,
Kural 3: Cam kenarına otur.
Kural 4: Atrani durağında ineceksin ve dünyanın en güzel manzarasının tadını çıkaracaksın, yani fotoğraf filan çekmeden anın tadına varacaksın. Doyacaksın, nefesini içine çekecek, Allah'ım nelere kadirsin deyip, şükredeceksin.

                     


Olağanüstü bir manzara, sanki uçurumun üstündesin ve ruhun kanatlanmış. bu kadar güzel bir manzara var mıdır başka diye düşünüyorsun, gerçek mi diyorsun, evlerin konuşlanması, yolların minikliği ve iki arabanın gidişli gelişli geçmesinde uçuruma daha da yaklaşman ve hiç bir korumalığın olmaması...
Otobüsün de hızının 50'den aşağı inmemesi, ki otobüs hızlı hissi veriyor, hepsi apayrı bir deneyim. Kesinlikle yaşanması gereken bir deneyim.



Tadı damağımda kaldı dediğim yer Sorrento. Motorla gidilse asıl doygunluğu yaşayabileceğin  bir yer. Arabalar için bence zorlu, sadece İtalya plakası gördüm bu arada. Turistler hep otobüsle gelmişler. Bir de sakın ha bizim gibi sabah gidip akşam dönmelik bir tur ayarlamayın çünkü öyle bir yer değil, bir defa güzel sahil bulmak kolay değil.

Mesala Amalfi sahilini biz beğenmedik, halk plajı çok küçük, ve bir kabin bile yok herkes orada giyinip soyunuyor :) Bir tane insan da ne yapıyor bu insanlar demiyor bizden başka :D Hele de önümüzde 7 tane erkek varken üstünü değiştiren kızlara bir kez bile bakmamış olmalarına biz acayip şok olduk, nasıl bir yer hiç anlamadık. Çocuklara canım hayırdır siz nerelisiniz diyesimiz geldi ama neyse dedik.

Mesela sahil olarak adlandırılan yer şu arkamızda gördüğünüz minnak taşlık alan. Güldüğümüze bakmayın manzaranın şoku o :)   Neyse Amalfi bence sahil için uygun değil, deniz taşlı ve aşırı tuzlu. 


Burada ulvi bir görevim vardı dondurma almak gibi ama ben bu güzelliği görünce çıkıpt yapıverdim. Dondurmaları acayip çabuk eriyor yani elinize aldığınız gibi diyebilirim. Havadan kaynaklı değil bence. Zaten Fufu da içine dayanıklılığını artırmak için artı malzeme eklendiğini onlarında büyük ihtimal koymadığını söyledi.


               Yani yapacağın iş, bizim gibi önce otobüsle hepsini gezmek, sonra herhangi bir durakta              inmek ve denizin, hayatının güzelliğinin, ruhunla başbaşa kalmanın tadını çıkarmak.











                                            Biraz benimkiler düşüyor da :D


Diyeceğim o ki fotoğraf şehri Sorrento, Amalfi ve diğer kıyılar, denizle gözünü doyurabileceğin harika bir yer. Kıyıya dik inen o kayalıklara sal kendini, sonra da boşver dünyayı.


27 Temmuz 2016 Çarşamba

Gel Roma'yı Geziyoruz.

Merhaba canlarım,
Uzun bir aradan sonra gezi yazılarımla geliyorum, Floransa ve Venedik yazılarını da bir çırpıda eklemeyi düşünüyorum, bakalım... Bu arada Berlin taslağım öylece kalmış, metrolarını, yolları unutmuşum bile çok bekletmemek gerekiyormuş demek ki diye hemen sarıldım yazmaya.


Roma

Adeta bir cennet, apayrı dokusu, mimarisi, manzarası, çeşmeleri ile bir Rönesans   çiçeği. İtalya'nın en kutsal yeri. Her taşında bir anlam, her sokağında yaşanmışlık var. Eğer Avrupa'ya çıkmak istiyorum ama para biriktirmem zor en önemli  yerden başlayayım gibi bir fikrin varsa işte orası kesinlikle Roma. İtalya bana çok daha anlamlı, çekici ve dolu gelmeye başladı Roma'dan sonra. Bu sefer elimde kitapla gezdim, nedir, ne değildir öğreneyim diye ama Kitabım barok tarzı, 15. yy. yapıtları gibi açıklamalar yapıp çok da bilgi vermedi. Olduğu kadar artık diyelim.  Öncelikle gezilecek yerler;

1. Vatikan Müzesi



                                                Şu minik şey mi Basilica dediği anlar.

İnternetten bilet satın alırsanız, sırayı beklemeden rahatlıkla geçersiniz ve o vakti başka güzellikler görmek için kullanırsınız. Sırayı bekleyip aldığınızda 16 € iken internette 20 €. Admission Ticket kısmına tıklayarak saniyeler içinde bilete ulaşmak mümkün. Telefonunuza indirip, barkodu telefondan okutabiliyorsunuz. İçeri girdiğinizde üst katta kabinlerdeki görevliye barkodu verdiğinizde size bilet çıktısı veriyor ve turnikelerden o bileti okutarak geçiyorsunuz. Sonrası göz doyurmaca, hayallere kapılmaca.



                  İçeri girmeden bir harita istemeyi unutmayın çünkü karmaşık bir yer.

Bunlar da biletlerimiz.

             Millet Müzede uyuyor Melinse Son akşam Yemeği değil mi bu diye heyecanlanıyor.

                                                   Sn. Pietro Mihrabı,  Müze Orta Alanı


                                  Melin, Müzede bilgi savaşı veriyordu.


                                     Michalengelo, sen nasıl bir insanmışsın dedik durduk biz.


                                                  Vatikan'ın görünüşü..

Sistine Chapel (Cappella Sistina) içlerinde en önemlisi, en ünlüsü, Michelangelo'nun marifetlerini döktürdüğü ve en ünlü eseri Adem'in yaratılışı burada bulunuyor.

İçeri girerken şort boyunuza ve omuz açıklığına dikkat yoksa benim gibi berbere gelmiş muamelesi görebilirsiniz. 1508 yılında yapılan bu yapıtın böylesine bir görkemle kalmış olmasına seyirci olmak da insanı çok sıradan hissettiriyor.



      Dakikalarca Berber nerde esprisi yaptığım ve o çok anlamlı şapelden gülüş gülüş çıktığımız anlar.
Vatikan Museum Cafe'sinde Cafe Fredo dediğinizde alacağınız 3.5 € kahve. Kaşıkla yenen Buzlu Latte.


Arkada gördüğünüz Altın Top kırmızıelma olarak nitelendiriliyor, yani Türklerin fethetmek için kullandıkları sembol :) Roma'yı  fethetmek...

                                                 
           ""                                                Müze'den Kareler...


  Metro ile gidiyorsanız dikkat edin duraklardan birinde Musei Vaticani yazıyor ona aldanmayın, bence daha uzak. İnmeniz gereken Ottaviano durağı! S. Pietro Bazilikasının adı var.


S. Pietro Basilikası: Hristiyanlığın en büyük basilikası (bence küçük anlam olarak en önemli heralde) içeriye giriş ücretsiz. Sadece dikkat etmeniz gereken omzunuzu, bacaklarınızı diz kapağınıza kadar örtecek şallar.




                            Michelangelo'nun 25 yaşında yaptığı ünlü eseri; Pieta
                   Hz. İsa'nın çarmıha gerildikten sonraki cansız bedenini tutan Hz. Meryem


2. Collesium

Giriş için yine internetten bilet satın alabilirsiniz  ve sıra beklemeyebilirsiniz. Biz sıra bekledik yaklaşık 25 dk sürdü. 26 yaşına kadar indirimli bilet alabiliyorsun ki ben de alabildim :)
Üç katına da giriş serbest, fakat arena alanına giriş yok.


Burası bambaşka bir yer, Yapı olarak iç kabartan türden ama anlam olarak büyük bir üzüntü.



 İkinci katta tarihini anlatan bir sütun var. Malum filmlerden öğrendiğimiz tarih hiç de yanıltıcı değil. Ek olarak hayvanları aç bıraktıkları diğer hayvanlarla ya da  insanlarla dövüştürüldüğü de açıklanıyor.


Sadece mahkumların değil, şans arayan sıradan vatandaşın da gelip dövüşebildiği yazıyor. Sonuç, izin verilirse özgürlük! İmparatorların halkı, kendini eğlendirmesi için gladyatör dövüşleri yaptırdığı bir arena.  Çok ama çok garip, hala yapılsa hala beğeni toplayıp gidilecek olması daha da garip. Yapının giderek yok oluyor olmasının sebebi, biraz deprem biraz da hırsızlıkmış desem?. Dünyanın yeni yedi harikasından biri bu arada.



Bir de tam tersi yönden bakalım, Arena alanı bize küçük geldi ve orta alandaki bölmeleri çok anlamadık.


                                                       Collesium'da bir mızmız.

Arkada görüğünüz Titus Kemeri; Yahudi ayaklanmasını bastıran Titus'un adına yapılmış, zafer kemeri.

3. Trajan (Traiani) Forumu

Gece gözüyle görebildiğimiz bu yer, Beni Collesium'dan daha çok etkiledi, daha çok düşündürdü.


 112 yılında yapılmış 2. yüzyıldan günümüze kalan bir alan. Gel de inceleme, hayaller kurma, acabalar türetme.


Trajan imparatorluğun son yöneticisi. Daçya zaferini kazandığında burasını inşa ettiriyor ve nasıl kazanıldığını anlatan bir sütun diktiriyor, sütuna dakika dakika savaş işleniyor (Colonna Traiano).


                     
                      Aynı zamanda forumda iki tane kütüphane var, 2. yüzyılda kütüphane...



                                                    Burayı kesinlikle gece görün.

4. Vittorio Emanuele II Abidesi

Collesium'a çok yakın bir yer burası ve biraz daha farklı durduğunu hissediyorsunuz.


 Renginin beyazlığından kaynaklı halkın içine pek sinmemiş bir yer. Takma diş filan diyorlarmış. Ama yapıt önemli. Emanuele İtalya'nın(krallığın) ilk kralı. Yapıtın tepesinde iki tane atlı tanrıça heykelleri var, biri özgürlüğü diğeri birlikteliği simgeliyormuş.




   Benim Trevi çeşmesi sandığım çeşmeler ise Adriyatik denizi ile Tyrrhenian Denizini simgeleri.
 Yapıtın içine girilebiliyormuş ve 360° panoramik görüntü sizi bekliyor.  Biz girildiğini bilmiyorduk, zaten vakit de yoktu:(

5. Trevi Çeşmesi( Aşk çeşmesi, Fontana Di Trevi)

Kalabalık ötesi, hıncahınç bir mekan. Her yeri turist kaynıyor ve diğer abidelerin yanında bir dakika ya neden bu kadar ilgi çekiyor diye düşündürüyor heykeller a nasıl yapılmış diyeceğiniz türden değil, renkler vay canına diyeceğiniz farklı renkler değil, buradaki tek olay para attığınızda geri gelecek olmanız inancı:)

            Ben de tabiki gittim olayı manipüle ettim. Gülnur Teyzem gelsin istedim :)



                                                Melin ne diledi bilmiyorum :) Böyle güldüğüne göre...:)



Aşk çeşmesi denmesinin sebebini heralde dileklerin aşkla ilgili olduğu düşünülüyor olması dedim ama bir kaç temsil var. İki tane atları dizginleyen triton (belden aşağısı balık üstü insan) göreceksiniz, yaşlı sakallı triton uysal atı tutuyor ve akılcı felsefe aşkını temsil ediyor. Genç triton ise cebelleşir vaziyette hırçın atı dizginliyor, bu durum da bedensel ve vahşi aşkın emsali oluyor.

Trevi adını üç yol birleşiminde bulunmasından aldığı iddia ediliyor. Roberto Cercelletta ise çeşmeden daha ünlü :) Çeşmeye atılan paraları topluyormuş :) Parayı atarken sağ elinle sol omzunun üzerinden atman gerek. Fiyat belirlenmemiş, gönlünden ne koparsa :)

6. Phanteon



Phanteon'un ne olduğunu önceden okudum, araştırdım ve oraya gittiğimde unuttum ama içinde acayip bir görme isteği, Melin oraya kesinlikle gitmeliyiz, görmeliyim dedim durdum. Bak herkes nasıl bakıyor. Ben de daha geniş görebilmek için ilerliyorum.


Phanteon'un anlamı tüm Tanrılar'ın tapınağı demek.


 Bu bina 7. yy. kalan  hiçbir değişime, onarıma uğramayan en eski betonarme yapı.İçinde önemli kişilerin mezarları bulunuyor mesela ilk kral Emanuele. Önündeki devasa yazıda "M. Agrippa, 3 kez konsül olan kişi yapmıştır" yazısı bulunuyor. Değişik bir anlayış koskoca yapıya böyle bir başlık.

7. İspanyol Merdivenleri, İspanyol Meydanı (Piazza Di Spagna)

Belki görünümünden, belki sokağında inanılmaz ünlü markaların bulunmasından, ya da yakınında filmler çekilmesinden ünlenmiş bir sokak burası. Aşırı kalabalığın olduğu bir diğer mekan.

                        Yukarıdan yani Maggiore'den giderseniz çıkacağınız  mekan.



Biz gittiğimizde her yer onarımda olduğu için ilgi çekiciliğini göremedik ama bir buluşma mekanı olarak düşünülebilir.


Meydana inmeden bir kilise var, içine girilesiymiş. Meydan'ın ortasında, Melin'in arkasında bir çeşme var, 1500'lerde Tiber Nehri'nin taşması sonucu meydana bir tekne oturmuş, Bernini(heykeltıraş) bu tekne şekilli heykeli bu olayın adına yapmış.

  Merdivenlerin solunda  bir Meryem Ana sütunu var. Chinea savaşı sonrasında çıkan krizin bitmesi üzerine saflık, temizliği sembolleyen bir yapıt. Biz üzerindeki çiçeklerin oraya nasıl koyulduğunu merak ediyorduk, meğersem itfaiyeciler anma töreni düzenleyip çiçek bırakıyormuş.
 (Yanlış resim galiba bu, o çiçekli bir Meryem Anaydı :)) Olsun artık.

8. Santa Maria Maggiore ( Basilica Liberiana)



                         Görünüş olarak da, hikaye olarak da anlamlı bir basilika.





                             Zamanın Papası Liberio rüyasında Meryem Ana'yı görüyor ve Meryem Ana ona bir yer işaret ediyor. Tam olarak o yere Papa bu basilikayı yaptırıyor ve Meryem Ana'ya adanıyor. Papa Paolo VII sülalesindne gelen Borghese ailesi'nin mezarları da bu basilikanın altında bulunuyormuş. İçi gerçekten görülmeye değer bir yermiş.


                                      Ve biz içine girmedik :(


9. Piazza Novana

SAnt'Agnese Kilisesinin önü ve Bernini'nin dört kıtadan dört nehrin simgelendiği çeşmesi mevcut. Burası normalde panayır alanıymış fakat biz daha çok resim yapanlar, sprey boyalarla gösteri yapanları gördük.


10. Santa Maria in Cosmedin

Burası bir kilise. Burayı yazmamın tek sebebi, lağım kapağı mıdır, yalan makinası mıdır bilinmeyen ağıza elinizi sokmanız :) Audreyciğim benimkini ısırmadı :)

11. Piazza Della Republica



Arkada gördüğünüz kilisenin ( Santa Maria degli Angeli e dei Martiri) içi, yapısı, diğer kiliselere göre daha değişik, ben de internette gördüm :( bence girilesi.

Bizim gezebildiklerimiz yani en azından önünden geçebildiklerimiz bu kadar. Elimizde 1.5 gün varken bu kadar gezebilmemiz bile mucize.  Daha nereleri gezebilirime sizin için daha fazla örnek yazabilirim. Buyrun;

11. Roma Forumu
Burası neden gezemedim diye en çok pişman olduğum yer.  dokusu, görünüşü, tarihi bambaşka. kaçırmayın, zaten kolezyum biletinde burasının da giriş bileti var. Roma'nın ünlendiği, geliştiği, tomurcuklandığı ilk yer. Kolezyumun manzarasından görünüyor fakat içinde yürümeden, neyin ne olduğuna bakmadan, dokunmadan bence çok da anlamlı değil.


                             Arkamda gördüğünüz yer oluyor. 

12. Tiber Nehri
Tiber adası'nın kötü bir şöhreti vr, salgınların, suçluların, sevilmeyenlerin bölgesi ama birden rivayet yön değiştiriyor. Değişik efsaneleri var gidilesi.

13. Castel Sant'Angelo( Aziz Meleğin Kalesi)
Melekler ve Şeytanlar Filmini hatırlar mısınız?  Ayrıca Mikail meleğin yeryüzüne inerek salgını yok etmesi gibi farklı bir efsanesi var ve manzarası da harika.

14. Galleria Borghese- Villa Borghese
Bir çok yerde inanılmaz bir müze olduğu yazıyor. Bahçesinin ünü galeriden daha fazla.

15. Domus Aurea
16. Mausoleo Agusto (Augustus Anıt Mezarı)

Nerede Kalınabilir?

Termini istasyonu merkez, A ve B line yani hatları var iki hattın buluştuğu yer Burası ve uzak, yakın, havaalanı, her bölgeye Termini'den gidiliyor. Otelimiz'de Termininin çok yakınında Overseas B & B. 98 euro verdik iki gece, iki kişilik oda ve ortak banyo için. yani günlüğü kişi başı 25 euro civarında. Şehir vergisi de bu paranın içinde. Girişinde biraz tırssanız bile içi gayet güzel, tatlı, üstelik oda da vantilatör var :). Odanızı banyoya yakın istediğinizde de rahatlıkla gidip gelebilirsiniz.  Ve dediğim gibi Termini istasyonuna en fazla 3 dk. uzaklıkta.
Roma FCO'dan Termini'ye ulaşmak kişi başı 14 €. Tabii trenitalia hızlı trenini kullanırsanız. Otobüsle gelmek ise en mantıklısı. Terravision diye bir otobüs gördük ve duraklarda tek yön 4 € yazıyordu bizden demesi.  Ort. 1 sa. sürüyormuş zaten bizde 30 dk. gelmiştik.

Roma'dan Napoliye gidiş
İlk Termini'den Tiburtuna'ya metroya biniyorsunuz, Tiburtuna metroda Trenitalia bürosunu bulup telefondan bileti gösterirseniz Trenin hangi perona geleceğini açıklıyor. Sonra o peronda beklerken benim gibi halay versiyonlarını siz de deneyebilirsiniz.




Gerekli bilgiler;
*Metro fiyatı 1.5 € tek yön 
  24 saatlik 7 € eğer bizim gibi vaktiniz yoksa, metrolara in, bin gayet makul bence. 
*Şapkasız gezmeyin, yoksa çok fena yanarsınız. Başınıza da güneş geçer.
* Güneş demişken,  hava inanılmaz sıcak oluyor, dayanamıyorsun gibi laflara inanıp tatilinizi ertelemeyin ya da iptal etmeyin. Tam olarak 12 Temmuz da gidip 20 temmuzda döndüm ve hiç de Allah'ım bu sıcak ne olmadım ;)  Tabii ki sıcak ama abartılacak bir durum yok. Gezmeyi seviyorsan dayanırsın;)
* Suyun tadı otelde pek güzel olmasa da sokaklardaki çeşmelerde iyi. Roma'da çok fazla karşına çıkmayabiliyor ama çok az da denemez. Satın almak istersen 1 € var 0.50 cent olanı da var, biz en çok Roma'da su satın aldık. 
*Basilikalarda giyinme kuralları var. Omzunun kapalı olması ve bacaklarının diz kapaklarına kadar örtülü olması gerekiyor. Geçerim bir şey demezler diye düşünme yanında şal taşı ya da ona göre giyin.
* Sn. Pietro Bazilikasından çıkıp Ottaviano müzesine doğru ilerlediğinde sokakta hediyelik eşya satan pazarcılar var. Kesinlikle hediyeni oradan al. En ucuz ve en güzel hediyeler orada. Bileklik, magnet, yüzük, kar küresi, şişe açacağı, biblo benim aldıklarımdan.
                    

Ne Yiyebilirim?

*Market bulayım oradan ekmek peynir geçineyim diyebileceğin marketler çok gizli köşelerde ya da biz bulamadık, büfeden başka da bir şey yok. Biraz paranı gözden çıkarman gereken bir yer.
*Pizzayı da, makarnayı da Roma'da yedik. Pizza'nın tadı güzel ama ben bir yağ kokusu alıyorum o da rahatsız ediyor o yüzden Türkiye'dekilere değişmem. 
* Makarnası daha sert, hafif çiğlik var ama çok hafif, siyah renkli bir sosları var denemedim ama herkesin onu denediğini gördüm, siz de neden denemeyesiniz. ( Biz Trevi çeşmesinin sağ köşesinde kalan restoranda yedik.)
* Domuz yemiyorsan "Beef" bulman biraz zor, benim gibi vegan takıl bir süre. Ya da deniz ürünleri.
*Pizzalar dilim olarak 3.5 € satılabiliyor, cafelerde bulabilirsin.
* Kahveleri harika, her yerde iç, her yerde dene. Vatikan müzesinde Cafe fredo deyince böyle bir şey veriyorlar. Buzlu latte gibi yiyorsun:) 
* En güzel dondurmayı Roma Termini Station'da yedim. Adını hatırlamıyorum ama zaten tek bir dondurmacı var metro içinde.  Magnum satan yeri sayma onun tadını zaten biliyorsun. 
* Dondurma fiyatları tek top 1.5/ 2.5  € civarı değişiyor. Külah (cone) mı kap (cup) mı diye soruyorlar fiyat farkı yok sadece top adetine göre belirleniyor.

                       Ben bu pizzayı sevdim,  anlamadığım bir balık vardı ama zaten 3 tane minik et :)

                       Melin de kendi pizzasını sevmiş:) Neli olduklarını not etmemişim :(

Acaba kaça mal oluyor bu iş diye düşünüyorsan da buyur;
Kişi Başı Ort. Bilanço
Yolculuk;
1. Roma uçak bileti (Pegasus):                                             230 tl. 
2. Venedik- Türkiye dönüş (Airitalia):                                   375 tl. 
3. Roma-Napoli'ye gidiş (trenitalia):                                       10 €
4. Napoli- Sorrento'ya gidiş (Circumvesuviana treni):                7 €- return 
5. Napoli-Floransa'ya gidiş (Mega bus):                                 18 €
6. Floransa- Venedik'e gidiş (Sena Bus):                                24 €
Konaklama; kişi başı bir gece( iki kişilik oda);
Roma:                                                                                 25 €
Floransa :                                                                            30 €

Venedik(3 kişilik oda):                                                         17 €

                                                              Dahası da kalan anılar...


                                      Melin'in İtalyadaki ilk anları



                                          Bir de benim ilk anlarım :D (Melin'in yorumu; bu kız duramıyordu)



Her yerde çeşme :) Heralde Berlini Eseri



                                          Çok cici bulduğumuz bir cafe mekanı...

                                                            Ve gün sonu.

                                         Tabana kuvvet = tabanlar fora!





Vatikan Müzesi için bilet sitesi:  https://biglietteriamusei.vatican.va/musei/tickets/do?action=booking&codiceTipoVisita=26&step=2