25 Ağustos 2016 Perşembe

Venedik; Gel Aşık Olalım!

Dikkat! Görüp görebileceğiniz en iç çekici fotoğraflar geliyor ona göre. Bu ara canınız çok tatil istiyorsa bakmayın! Gerçekten bakmayın çünkü çok fena özendirir.
Burası başka bir şehir. Başka bir doğa, bambaşka bir yapılanma. Oturduğunuz, iki soluklanayım dediğiniz her yerde huzur dolu bir manzara. Turistler de olmasa heralde inanılmaz mest edecek bir mekan. Bilmiyorum ama en çok etkilendiğim Avrupa şehri kendisi. Oscar goes to Venice for me.
 Bu resimlerde hiç bir filtre, oynama, ekleme, çıkarma bulunmamakta, sadece yarı profesyönel makine ile çekildi ona göre. Ne görüyorsanız aynen o yani.  Yani de yani ne uzattın be arkadaş dediğini duyar gibiyim tamam susuyorum biraz bakın bakalım resimlere ne düşüneceksiniz...







Şehir ayrı bir duygu diyarına götürüyor beni, aşk gibi geldi bana ama bilmiyorum. Fuatı en çok özlediğim yer burasıydı. Bir sürü yurtdışı gezisi yaptım, Berlin, Amsterdam, Frankfurt, Çek Cumhuriyeti... ama en çok durmadan  neden Fuat yok dediğim yer burasıydı. O yüzden bence burası aşk şehri.



Diğer taraftan kendini bulma, kendine fırsat ayırma, kendini sevme şehri. Her yer o kadar güzel ki her yere yakışıyorsun. Çektiğin her resim göz kamaştırıyor. Kendini her fotoğrafta beğenebiliyorsun. Zihnini boşlukta hissedip kalbini dopdolu hissediyorsun.



Ne diyorsun bu gidişle şair bile olurum dimi :)
Diyorum ya arkadaşım acayip etkilendim.
Kelimeler anlatmamı istemiyor, anlatırken bile güzelliğini kıskanıyorum. Nasıl böyle duygular verebilir, nasıl ruhunu ele geçirebilir bu şehir?





Tekrar diyorum, kesinlikle buraya sevgiliyle gelinmeli, eşle gelinmeli, aynı ruhu paylaştığın kişiyle gelinmeli. Öylesine güzel, içten, seni alıp götüren bir manzarası var ki sevdiğin insanın elini tutup gel burada yaşayalım, dönmeyelim diyesiniz geliyor. Pis koku, görsel şölen fazlalığı, satış, pazarlama ortamları gibi şeyler irite etmiş gidenleri ama ben hiçbirini ne gördüm ne duydum. Upucuza bulabileceğiniz pizzalar, dondurmalar, kaçamak yapıp  otobüse bedava binişler, insan sesine kulağını kapattığında renklerin ahengine kendini kaptıracağın bir ütopya burası bence.


Yalnız gitmek de mükemmel olur burası için. Git ve kendini bul. Bol bol düşün, oksijen depola ciğerlerine. Beynin bir bulansın. Hak ediyor bu şehir tek gitmeyi, bir de sen kesinlikle hak ediyorsun bu şehri görmeyi. Hani eğitimde fırsat eşitliği savunuruz ya ben birde Venedik'i herkes görebilmeli'yi savunuyorum. Fanatiği, tutkulusu, savunucusuyum bu fikrin.


Venedik'te nereleri gezebilirim, nerede kalırım, ne yiyebilirim, nerede kahve içebilirim gibi sorular cevaplanacak ama biraz keyfini çıkarsak ya olağanüstü manzaranın. Sonrasını öğreniriz. Gel biraz aşık olalım, ilk görüşte aşk yaşayalım sonra da neymiş içini tanıyalım. 

* Renkli kısımlar özellikle yapılmıştır, Venedik için hissettiğim sıfatlardır kendileri...


Gönlünüz, ruhunuz, kalbiniz şevkle kalsın,
 şevklendiren birçok anı ayağınıza takılsın emi!

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Floransa; tatlı bir kasaba esintisi




Yağmurlu bir günde iliklerimize kadar üşüdüğümüz bir sabahla gördüğüm kasaba oluyor kendisi.
Sade, Avrupa görselleri ile karşılaştırdığınızda umursamaz, kendi halinde bir şehir. Biraz daha yeşillik eklesek filmlerde karakterlerin musmutlu yaşadıklarını gösteren sade ve huzur dolu bir mekan.
Hani lived happly ever after var ya işte o :)
Ama gezilecek, görülecek yerleri de tabii ki var.
Haydi başlayalım...

Floransa'da nerelere giderim?


1. Pazza Del Duomo


Burası bir katedral. Mimarisi, görünüşü,  dokusu nefes kesici. 


Avrupada göreceğin bir çok katedralden farklı. Tabii ki gösterişli, devasa ve bir emek topluluğu havası veriyor ama onun dışında mimarisi diğer Avrupa katedrallerine göre daha güzel. Daha farklı, daha sade ve güzele kaçıyor. 


Fresklerde Kıyamet günü ve Son Yargı betimlemeleri yapılmış.




Bu Katedralin ünlenmesine katkı sağlayan bir diğer şey, İtalyan ünlülerinin çoğu burada vaftiz edilmiş.


Duomo'nun içine giriş ücretsiz. Fakat  müze, Bell Tower, Chapel gibi farklı bölmeleri var. Hepsini gezmek istersen 15 € vermen yeterli. Üstelik bu fiyata şehrin manzarasını da göz bebeklerine tanıtman mümkün.


Bu katedral günümüze 1200'lerden kalma,  diğer, aslında ilk adı da Santa Maria Del Flore.



Bu kısım Bell Tower, 440 merdiven çıkarak manzaraya kavuşabilirsin. Ama dikkatli ol 15€ biletin yoksa içeri almıyorlar :) Mesela bizi almadılar :)



2. Repubblica Meydanı

Meydan neden ünlü bilemedim ama ortak buluşma mekanı diyebiliriz. Atlı karınca severseniz ona binebilirsiniz :) Onun haricinde kafelere oturup iki kelimenin belini kırabilirsiniz.


 Tanınan bir meydan olduğu için, bazı sunumlar, sergiler burada yapılabiliyormuş. Şansımıza Michelangelo haftası olduğu için  Davut heykeli eserini tanıtmak istediler diye biz de saatlerce bekledik. İtalyanca konuştular durdular tek anladığım barış ve Fransa'da yaşanan kamyon faciasını kınadıklarıydı.


 3. Piazza della Signoria
Sağda, solda, her yerde heykel gördüğünüz bir meydan burası. 
4. Palazza Vecchio
Arkamdaki kulenin adı Palazza Vecchio. Görülmesi gerekenlerden. Şuan belediye sarayı olarak kullanıyor. Önünde eskiden orjinali bulunan ama şuan çakması yer alan Davut heykelini görebilirsiniz.


Bu da ünlü Neptün Heykeli
Bu heykelin sağından dümdüz gittiğinizde 5. Uffizi Gallery karşınıza çıkacak. 
Burası ünlüerin heykel caddesi gibi bir şey. 
Heykeltraşlar, ressamlar, mimarlar, bilim adamları, çoğunun heykellerini bulabileceğiniz uzun bir koridor. 
Bu alanda bir de 6.Galileo Museum bulunuyor. Biz bulamadık :D. Orası da görülmeye değermiş.


Anlamını bulamadık ama çok görkemliydi.


7. Basilica of Santa Maria Novella 
Tren istasyonunun yakınlarında gezinirken birden karşınıza çıkabilir. Heyacanla içine girmek istersiniz ve sizden 5 € isterler. Sonra siz de hadi be deyip çıkar gider dışına bakarsınız. Bizim basilikadaki maceramız böyle :) Dışı etkileyici, içini bilmiyoruz.


8. Medici Chapels

Bu şapele kesinlikle gitmenizi tavsiye ediyorum. Ben içini görememiş olmanın üzüntüsünü baya hissettim. Resimlerden bile baktığınızda etkileniyorsunuz, canlı kim bilir nasıl olur. Medici ailesinin mezarlarının da içinde olduğu söyleniyor. Özellikle prensesin.


9. Basilica of San Lorenzo
Floransa'nın en eski kilisesi olduğu söylentisi var. 393 yılından kalma.... 
İçinde yine Medici ailelerinin mezarları bulunuyor. Yapım aşaması çok uzun sürdüğü için bir çok ünlü mimarın elinden geçtiği söyleniyor.


10. Brancacci Şapeli
İnanır mısın biz bu Şapelin etrafında dönüp dolaşıp kapısını bulamadık :) Özellikle burasını internetten koydum ki bizim gibi görmemezlik yapmayın. İçinde kutsal kitaptaki anlatılanların canlandırıldığı freskler bulunuyor. 

11. Pitti Palace
Bizim daha çok vintage arabalar dikkatimizi çekmiş olsa da arka tarafta bulunan bina Piti'nin sarayı oluyor. Pitti ünlü bir banker. Sonrasında Medici ailesinin sarayı olduğu için şuan bir üne sahip ve saraya dönüştürülmüş. Aynı zamanda Kraliyet sarayı olarak da kullanılmış ve sanat galerisi olarak halka sunulmuş.  İçine girmek 15 €.


12. Boboli Garden
Müzeye değilde Giardino Boboli bahçesine de giriş yapabilirsiniz isterseniz.   Avrupa vatandaşına 5€ ama diğer vatandaşlara 10 €. 


Bence girmeyin :) Açık hava müzesi olarak da geçse de  bahçe bakımsız, bir sürü heykel var ve elinize bir harita veriliyor ama haritadaki açıklanan hiç bir heykeli bulamıyorsunuz :) Açıklanmayanlar hoşunuza gidince öğrenemiyorsunuz. 


Ama biz gitmişken hakkını verdik, çimlerinde kestirdik, eğlendik, hayal kurduk.


Heykellerin taklidini yaptık.


Böceklerinin resimlerini çektik, 


Ağaçların dokusunu inceledik. Filan filan. 5 € iyi ama 10€'ya  bence az. 


13. Santa Croce Bazilikası
Bu bazilika içinde Dante, Michelangelo, Machiavelli, Galileo'nun anıt mezarlarını barındırıyor, bu yüzden de pek bir önemli görülüyor. 

14. Ponte Vecchio
İşte en çok beğendiğim, ektilendiğim yer de burası. Kesinlikle gelmeli, kendini bu manzaraya kaptırmalısın dediğim yer. 


Nehrin adı Arno. Güneşle pırıl pırıl görünen, evlerin kiremit rengiyle bütünleşen sarılığını yansıtan sade, tatlı, saatlerce izlenilesi bir köprü. 


Köprünün ordan izlemek biraz rahatsız edici. Çünkü çok kalabalık ve gürültülü.

İyisi mi benim gibi kenardan kenardan izleyin. Üstüne de çıkılabiliyor. Göründüğü gibi yüksek değil. 


Ama sanmayın ki boş :) Köprünün üstüne oranla daha sakin.

II. Dünya savaşında bombolanmayan Floransadaki tek köprü olarak da ünlü. 

Ponte Alle Grazie 
Bu köprü de manzarada kendine bir yer bulmuş. 


 Her açısı, her ayrıntısı ayrı güzel geliyor göze. 


Biraz da sabah saatlerinde izlenilesi...


Benim ruhuma seslendiği tipimden belli :)
Deli deli pozlar veririm normalde de. 

Floransada benim gezmenizi tavsiye ettiğim yerler bu kadar.  Fazladan öneri isterseniz;
Sn.  Piazza spiritio
S. Frediano Cestello
Piazza Ognissanti
Piazza Della Liberta
Fortezza da Basso
Bir de nehir boyunca baştan aşağı yürüyün bence. 


Floransa'da ne yiyebilirim?

  • Açıkçası İtalya deyince aklıma, dondurma, kahve, pizza, makarna ürünlerinden başka bir şey gelmiyor. Biz de yine bu ürünleri tükettik.  Duomo kilisesinin yanında bir pizzeria var oradaki dilim pizzaya Melin aşık oldu. Hayatımda yediğim en iyi pizzaydı dedi. Benimki sebzeliydi ve üstünde patlıcan, kabak, ne buldularsa doldurmuşlar çok iyiydi diyemeyeceğim ama hamuru güzeldi. Üstelik 3 €. Bir kişiye de hayli hayli yetiyor.
  • Floransa kolaylıkla market bulabileceğiniz bir yer. Kahvaltıları marketten alışveriş yaparak geçiştirebilirsiniz. Ki gayet karnınız doyar. Biz neredeyse 5 € ekmek, salatalık, domates, peynir, sandiviç gibi ürünleri alarak her gün karnımızı doyurduk. 
  • Marketten Tiramisu alarak denedik ve çok da güzel değildi. İçki seven belki hoşlanabilir. Bana o içkinin tadı gelince sevilecek yanı kalmıyor da.
  • Floransada da Venchi markası var. Dondurmanızı oradan alabilirsiniz ama buradaki daha pahalı 7 € :(
  • Yağmur yağınca etrafta birden yağmurlukçular beliriyor 5€ satmaya başlıyorlar. Pazarlık yapın 2 € alınabilir. 
  • Metro gibi ulaşım araçlarının fiyatlarını öğrenmenize gerek yok çünkü gerçekten çok küçük bir yer her yere yürüyerek gidebilirsiniz. 1 günde de bitirebilirsiniz. Ama huzur  bulmak için en az 2 gün ayırın derim. 

Floransa'da nerede kalabilirim?

Daha önceden yer ayırmadığımız için biz yürüyerek bütün 2 yıldızlı otellere baktık. En ucuz 25 € bulduk Tren istasyonundan dümdüz ilerleyin sağ tarafta kalan ilk otel. Ama biz orada kalmadık. 
30 € 3 yıldızlı Annabella Hotel'de kaldık. Odamız acayip güzeldi. Balkonu var ve tam merkezde bulunuyor. Herkese öneririm.


Bizden şimdilik bu kadar. 



















Budapeştede çekildiğim dudak büken kadın resmime ikincisi eklendi :)


Bu kafe harika bir yer. The raw cafe. Tamamen vegan ürünler satılıyor. Kadının kendisi mimar. İçini de kendi döşemiş, tasarlamış, şimdi de işletiyor. Floransaya giderseniz kesinlikle gidin derim. Dizaynı harika. Meyve karışımlarından deneyebilirsiniz. Harika kokteyller var. S. Spiritio Meydanına gittiğinizde, S. Agostina caddesi üzerinde.



Anılarla kalın, Hoşça Kalın.