28 Şubat 2017 Salı

Evlenecek misin? Neden? Emin misin?




Neden evleniyorsun?
Acaba doğru bir şey mi yapıyorsun?
Kesin kararın mı?
Hayatının erkeği mi? Hayatının insanı mı? 
Bir sene önce istemiyordun ne değişti?  gibi gibi gibi bu aralar böyle bir sürü soru duyuyorum... 
Diğer taraftan da evlenmeyi düşünen ya da benim sürecim de olan insanlara yazıyorum. Ne de olsa atıp tutabilirim Yihaaa :)

Öncelikle hayat bir süreç bu süreçten istesen de istemesen de geçiyorsun dememi beklemeyin, çevrendekiler, yaşın, yaşının getirdikleri filan mı etkiledi diyecekseniz de yanlış yerdesiniz.  Çevrem güzel evlilik örnekleri ile dolu da ondan mı etkilendim? Net bir cevabım var buna da; Hayır!  Çoğu kişinin evlilik tarzını, evlilikten anladığını eleştiriyorum ve beni evliliğe götürmek yerine önüme çakıl taşları serdiklerini düşünüyorum.  Abartılıyor! Şu yaşıma gelene kadar evlilik diye o kadar çok anlam yüklediler ki bizi öyle bir kalıbın içine soktular ki ancak patlak veriyoruz evliliklerde. Bir defa korkuyla giriyorsun sürece. Eyvaah yandın, Allah sabır versin,  hadi hayırlısı, inşallah istediğin gibi olur.... Seziyorsun dimi ümitsizliği. O nasıl bir nasihattır, Acaba ben nereye doğru yol alıyorum diye düşünüyorsun. Aklına gelen olumsuzluklar da cabası.  Bir de bak attığın adım ciddi bir adım, bak geri dönüşün yok, bu saatten sonra bilemiyorum tipleri var.  Napıyorum ben yaa diye baya sorgulatıyorlar insana. Bir de yani 27 yaşıma geliyorum. 20'lerimde yapsam bu kadar imayla karşılaşmazdım diye düşünüyorum. Herhalde başka alan çıkardı diye mi?
1. Bir defa olay birinin beni alıyor olması değil. Kimse kimseyi almıyor, yıl 2017! Herkes kendi yaşıyor artık. Evliliklerinin çoğunun bitmesinin sebebi de bu anlayış. Alındın sen! Hayırdır? Kim kimi nereye aldı? İki kişi bir araya geliyor sadece.
2. Ya hata yapıyorsan? Sonunda hata yapacağım diye hiç girişmeyeyim mi yani, durayım mı öylece aman ha. Hata yapmadan öğrenemiyormuş insan, e ben de yapayım yapacaksam. Bir de nolursun Fuatla yapayım ya o hatayı. Hataysa da en hakikisinden olsun.
3. Gelelim neden evleniyorsun sorusuna, yüz yüze bunu anlatmam zor oluyor çünkü hislerimi anlatmakta özgür bırakmadım kendimi. Gözlerinize bakarken yaşadıklarım çok güzel geldiği için ukalalık yapacakmışım, gözlerinizde gördüğüm huzursuzluğu hissettiğim huzur sebebiyle arttıracakmışım gibi geliyor diye bu soruya net cevap vermedim. İşte dedim geçtim. Ama bilin ki sebebi başlı başına Fuat, çocukta tam bir hazine yatıyor. Hayattaki duruşu, ilişkilerindeki mesafesi, kendi dünyasında yaşamaya çalışması, giysi seçimi, davranışları, eğlenme tarzı, ilgi alanları, çocuk sevişi... "Evlilik"  adı bile beni soğutuyor, içine yüklediğim reddetmeye çalıştığım ama durmadan beynime doldurulan söylentiler, nasihatlar.. Neyse ki Fuat olunca anlamlı olabiliyor ya da ben bile isteyebiliyorum.  Mutlu olduğum, huzurlu olduğum, doyasıya şımarabildiğim, her yüzümü kabul etmiş ve en önemlisi de beni olduğum gibi sevmiş bir insanın yanında daha fazla kalmak istemem en en en büyük sebebim. Bir de nazar değmesin ama ben gerçekten çok şanslıyım. Onunla olduğum günden beri çok şanslıyım. Acayip güzel dostluklar kurdum, başarılar elde elde ettim, deneyimler yaşadım, hiçbirinin içinde Fuat'ın ahım şahım elle dokunur bir payı yok hepsi bizzat bana ait ama ne var ki Fuat yanımda olmasa böyle şanslar yüzüme gülmeyecekti gibi hissediyorum. O benimle olunca hayat bana her şekilde gülecek gibi geliyor. Bu açıdan bakınca evlilik benim için kocaman bir şans haline geliyor.  Ve o karakterden öğreneceğim daha dünya kadar güzellik var.
4. İstemiyordun ne değişti ile hayatının erkeği mi sorularının aynı cevaba çıkacağını düşünüyorum. İstemememin en büyük sebebi kendi olgunluk düzeyim ve bu olayın içinde rahat hissetmeyeceğimdi. Ama savaştım, durmadan sorguladım... Öğrenmem de algılamam da geç olmuş diye düşünebilirsin, sana bıraktım. Hayatının erkeği ya da insanı diye bir şey olmadığına karar verdim.  Önemli olan sensin, kendinsin. Sen kendini sevdiğin, sen olduğun sürece karşı tarafın sana kötülük yapabilmesi, sana zarar verebilmesi ya da her türlü algının içinde kaybolman olası değil. Şöyle de diyebiliriz, sen kendini geliştirdiğin, ayaklarının üzerinde durabildiğin, iyisiyle kötüsüyle her şeyinle kabullenebildiğin kendinle sevdiğin herkes hayatının insanı haline geliyor zaten. Yeter ki sen sen ol.Yeter ki önce kendine saygın olsun. Yani artık ben ne olursa olsun kendimle gurur duyacağımı bildiğim için bu yola girdiğimi bilin istiyorum.
Benim gibi bir yola giren, girecek ve girmeyi düşünen herkese de kısacık bir hatırlatmam var sen kendin ol, gerisini boşver.