24 Ekim 2017 Salı

İstanbul'a yakın nereye gitsem? "Abant Gölü"





Yazmayan bir blogger olmuştum, nerede kaldınları duyuyordum. Yazmak istediğim şeyler var, bekliyorlar şimdilik, zamanı gelsin hemen yayınlanacak. Şimdi zamanı gelen sonbahar aşıklarını anlatalım :) 
Harika bir gezi sunalım. 


Abant Gölü




İstanbul'dan ulaşımı çok da kolay olan harika bir sonbahar diyarı burası. Evde durmayın, çıkın, gezin, hele de gelin beni bir görün diye bağıran bir diyar.  Biz aracımızla gittik ve 2.5 saatte vardık. 


İstanbul'a uzaklığı 260 km  olan bu alana sadece araçla değil bir çok turizm şirketiyle gelmek mümkün.  Ortalama 3 saatinizi alacaktır. En yaygın görüneni "Anı tur" otobüsleri. 



Abant'ın hatta Bolu'nun en riskli yanı yağmur riskinin fazla olması. Ama gel gör ki yağmuru bile zevkli. Renkler daha da güzelleşiyor ve zaten sadece bir adet gölü olduğu için gözünüzün görmek isteyebileceği tek gölün ıssız renkleri belirginleşiyor.



Güneş ise en çok ağaçlara yakışıyor. Ağaçlardaki farklı renkler beliriyor ve  inanılmaz bir fotoğrafçılık ürünleri ortaya çıkıyor.

           
Yerlere saçılan yaprakların çıtırtıları, rüzgarın sarmaladığı ağaçlardaki dalların hışırtıları hepsi bir araya gelip sizi gerçekten sonbahar aşığı yapmaya yetiyor.  Peki Abant da başka ne yapılabilir derseniz, hazırlayın kahvaltılığınızı piknik alanlarında tertemiz doğada bol oksijenli piknik yapın. 
Abant Tabiat Parkı girişinde satıcı amcaların, teyzelerin pazarladığı yerden, isterseniz yiyecek ya da hediyelik eşyalar da bulabilirsiniz. Ama bunun dışında yapacak tek şey ormanda yürümek.



Yaprak çıtırtılarında boğulmak, miniminnacık uzamaya çalışan mantarları keşfetmek,  nefis oksijeni içinize içinize çekmek... Sınırlı ama huzur verici.


İstanbul curcurnasında kaybolan ve her gün köprü arası benim gibi mekik dokuyan biriyseniz bulunulmaz bir güzellik.

Abant da ne yenir, başka nereye gidilir?  



Bir defa yollarında böğürtlen bulmak çok kolay. dikkatli bakarsanız kenarlarda mis gibi dolgunlaşmış böğürtlenleri bulabilirsiniz. Hem bedava, hem sağlıklı.


Cemil Piknik Kahvaltı Mekanı
Sonracığıma ün salmış ciciş bir kahvaltı mekanı var.  Abant Gölü'ne giderken bildiğin yol üstünde. Belki de ondan ün salmıştır. Ben beğendim ama çok fazla ürün getiriyorlar. Yenmiyor, yazık günah.  Ama gözünüz başta baya doyuyor. İsmi tıkladığınızda siteye yönlendirileceksiniz. Orada fotoğrafta gördüğünüz kahvaltının aynısı geliyor.
Fiyat; 2 kişilik kahvaltı 70 tl.


Eğlenmek isterseniz diye iki ağaç arasına ip germişler ve kayabilmeniz için bir oturak yapmışlar. :) İsterseniz deneyin:) Olmadı bol bol resim çekilin. Büyük, güzel bir mekan.


Kenarda akan minnak bir dere de mevcut. Sakin ve sevimli bir mekan.




Sonbahar'ın kendini yavaş yavaş gösterdiği ağaçlarda kaybolan fotoğraflar çekilmek de bir diğer seçenek.

Kubbealtı

 Bolu merkezde bulunan kubbe altı gözlemeciden gözleme yiyebilirsiniz, mis gibi doğaya mis gibi kokular yayıldığı için canınızın çekmesi an meselesi.  Damlakuşumun önerdiği bu mekana biz gidemedik ama sizin için nette biraz bakındım. Gerçekten lezzetli görünüyor. Damla'nın önerisi de farklı gözlemelerden yemek. Mesela yoğurtlusundan ;)  Daha çok öğle yemeği tarzında olsa da akşam da katmer yiyebilirsiniz.


Mudurnu Saray Helvası



Bana diğer çekme helvalardan farklı gelmese de meşhur ve ucuz. Biz 7.5 tl aldık. Bolu merkez çerezcisinden :)


Bolçi

Bolu çikolatasını Bolu'ya gidip de almamak olmaz. Ki benim en en sevdiklerimden. İçinde harika krokanlar dışında yumoş çikolatası. 12.5 tl bir kutu almak mümkün.  Bunlardan aileceklere ehdiye yapmak da mümkün.




Abant da Nerede Kalınır?

Öncelikle ben kaldığım yeri çok beğendim. Hem huzurlu, hem tatlı, hem de güzel bir oteldi ama daha iyisi neresi derseniz onu da buldum. Sırada geliyor bekle.


Von Resort 




İsimlerde bağlantılar mevcut, tıklarsanız sizi siteye götürür. Bir de ben anlatayım. Böyle çift katlı villalardan oluşuyor. Öyle koca apartmanlar arasına sıkıştırılmış otel odacıkları gibi değil.


Sanki evinizden çıkmış da mahallede geziniyormuşsunuz gibi.


Üstelik bahçede yetişen meyveleri yemek serbest. Biz bildiğin toplayıp çantamıza koyduk :)



Köy evi gibi canlı müzik yapılan, odun ateşi yakılan romantik ortamları da var. Biz çok beğenmesek de baya doluydu :)


Kadife perdeleriyle gecemize zevk kattı :)Neyse biz kahvemizi içip kalktık.


İsterseniz evcil hayvanları da var. Onları da besleyip, seyredebilirsiniz.


 Beni yem verecek sanıyorlar yoksa fotoğraf çekilmek için gelmediler :)



O da olmadı otelin kendi içinde yürüyüş parkuru, ormanı var. Orada gezinmek de güzel bir fırsat ama dikkatli olun bizim gibi yoldan çıkıp kaybolmayın :) Bulması zor oluyor. Büyük bir alan.

2. Yeşil Ev 

Gelelim daha güzel mekana. Eğer param daha da bol, kalacaksam rüyalarda gibi bir yerde kalayım diyorsan sen iyisi mi git bu evlere.


 Yeşil ev dediğine bakma her çeşit ev var. Şirinlerin isimlerini verdikleri odalar ve masal, hayal gibi tatlış isimleri olan içi de bir o kadar tatlış odalardan oluşuyor bu otel.

Dışı da içi de zevkle döşenmiş odalar. Anlayacağın güzel mekan. Parası da güzel size  kalmış seçmek. Yine isme tıkla linke kavuş.


                    Benden size şimdilik bu kadar güzel insanlar... Yedi göllerle buluşmak üzere