6 Ağustos 2015 Perşembe

Alaçatı'da bir İnci... "Vodina Otel"


Merhaba yaz mevsimi,
Tatili, güneşi, koruyucu kremleri, minileri  görmenin en makul zamanları..
Ben de deniz, kum, güneş üçlüsüne bulanıp tatile çıkmaya karar verdim ve kuzenim Berrin yani"teyzoş" ile Alaçatı'ya gittim.
Alaçatı'da neler yapılır, nasıl bir yerdir, neler yenir, neden bu kadar ünlüdür falan filan hepsinden ayrıca bahsedeceğim ama başlangıcım  Vodina Otel olacak.
Bilen bilir tatilde kalacağım mekan en son oteldir benim için, sevmem o konsepti, şu yaşıma kadar da bir tane bile h/otelde kalmış değilim tatil yapacağım diye. Sebebi neydi ki diyecek olursanız; hizmet sektörü. Hoşlanmıyorum insanların çalıştırılması fikrine, oradaki resmi duruşlara, zorunlu iş saati  doldurmacalarına. Hep pansiyonda ya da kiralık evlerde kalmayı tercih ettim sadece öyle çalışanları görmemek, onları rahatsız etmemek için, kendi halinde işini halleden teyzoşların evleri daha huzurlu etti beni. Hiç tanımadığın birinin senin odanı temizlemesi, eşyalarını toplaması, taşıması filan neden bilmiyorum ama rahatsız ediyor duygularımı. İşte bu yüzden hiç otel tercih etmedim ben. Teyzoş tatil için beni seçtiğinde de dile getirmedim otel rahatsızlığımı çünkü o en çok oteli sevmişti, ne kadar rahat ve samimi olduklarını söyledi ben de iyi bakalım gidelim dedim ve geçtim kapitalizm kurbanı çalışanları.
 Otele girdik ve başlıyorum;



1.gol; Kıyafetler. Seni, senden başkası alt ya da üst ama bir başkası gösteren kıyafet farkı yoktu ortada. Otel ailesi tişört, kot, spor ayakkabı şeklinde günlük kıyafetleri ile dolaşıyor, sen de demiyorsun çalışan bu diye. Hissetmiyorsun yani o insanların çalışıyor olduklarını.

2.gol: İnsan ilişkileri. Teyzem de, ben de bence bizim sülale de, biraz fazla güleçiz :) ama genelde de karşılığında sade bir tebessüm görür yine safoz yerine konduk der geçeriz. Ama bu otelde onlar da bizimle güldüler, hatta fazla güleçliğimize, sağda solda kikirdemelerimize, otelin her bir köşesini arşınlama çabalarımıza da ailenden biri nasıl karşılık verirse onlar da öyle karşılık verdiler. Özellikle Tayfun Bey bize iyi dayandı :)

3.gol: Sınırsız destek. Bir ihtiyacın olur tabii ki normaldir resepsiyona gidersin, sorarsın filan fix işlemler değil mi? Zaten Vodina bir otel değil bir aile ortamı o yüzden resepsiyon diye düşünemiyorum bile ben Tayfun Bey'i, Cumhur Bey'i. Neyse demek istediğim resepsiyon size bir numara verir, birini önerir filan öyle ilerler işler  ya Vodina' da halletmek için onlar koştururlar :)

Anlayacağınız resmiyetten uzak, samimi ve alabildiğine gülen yüzler görebileceğiniz bir yuva yaratmışlar adeta. Tabii yayılan bu havanın en büyük etkeni, bütün kadronun çok genç olması :) İşletmecisinden tut çalışanına kadar herkesin Çanakkale bağlarından kopması da bence ikinci büyük etken.
Bu 3 gol bende burası bir otel değil hani kendi evindesin ve dinleniyorsun hissini yarattı. Çalışanların da Vodina ile hizmet bağı değil gönül bağı olduğunu hissetmemeniz elde değil.
Gelelim Fiziki şartlara;
Alaçatı'nın kendisini düşündüğünüzde zaten afet bir mahalle olduğu için yüzünü solduracak bir mekan beklemek olanaksız.



En son Mardin'in sokaklarına aşık olmuştum şimdi Alaçatı'ya. Bence Alaçatı da Mardin'in modern hali. Gördüğün gibi taşlarla dekore edilmiş odaları ve kendisi.



 Alaçatı'yı yansıtan taş ev ambiyansı sizi modern mekanda değil de doğal bir ortamda mesela mağarada kalıyormuşsunuz hissini yaşatıyor. Vodina'nın biraz daha eksik yanı belki de modernleşmeye fazla kaçması:) Ya da beni otel görünümünün sıkmasından kaynaklı. :)


Biraz geç öğrendiğim o yüzden de kullanamadığım çok güzel bir özelliği var bu otelin. Bisikletleri var! Asıl şunları gördüğümde ben buraya seneye de gelirim dedim :) Kim nasıl düşündüyse harika düşünmüş. 


Havuzu da var plajlar çok kalabalıksa bir güzel dinlenebileceğiniz. 
Kalabalıktan hoşlanmadığım için sadece pazar günümüzü havuza ayırdık  ve hiç de plajı aratmadı.
Gün boyu havuz alanında efsane müzikler çalıyor siz de havuza girip benim gibi kendinize bir köşe seçip kafanızı yaslayıp hem güneşi hisseder hem de müziği yudumlayabilirsiniz.
Biraz  ruhlarını ve huzurunu tadabilmeniz için gün boyu çalan müzikleri sizler için rica ettim, ışık hızıyla gönderdiler :) Hepsini ekledim, linkleri mevcut lütfen bir dinleyin ve hayal etmeye çalışın. Sonra da Vodina'nın sayfasına girmeyi unutmayın:)


Diğer bir efsanesi de kahvaltısı, Serpme kahvaltı sunuyorlar ve masanızı donatıyorlar. Mine ve Sevil Hanım'ın sabah sabah şişik yüzlerinize bin bir sevecenlikle selam vermesi de kahvaltılarının üstüne bomba etkisi;) 


Vodina'nın,  Alaçatı'nın ünlü plajlarına, caddesine, yel değirmenlerine, evlerine, barlarına yakınlığı da artı efsanelerden. 

Bir de son olarak Otel için özel üretilen İmroza Sabunlarından almayı kesinlikle unutmayın.


Düşün ki benim bütün odam sadece bir tanesi ile -jojoba- mükemmel ferah kokuyor şuan.


Güzel fotoğraflarınızın da olacağı kareleri de var daha neyi olsun?



Diyeceğim o ki Alaçatı'ya kesinlikle gidin, eğer kalacaksanız da kesinlikle Vodina'yı tercih edin niye mi??? 10 numara 10 yıldız veriyorum insanlıklarına, karakterlerine ve huzurlarına da ondan.

Müzikleri

İyi dinlemeceler....

Bizim de yaşadığımıza dair üç beş fotoyla güle güle diyorum.

                                                  Kahvaltısında kendinden geçenler ;)

Bir de odasında kendinden geçenler.



Birer tane de bahçede var :)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder